(ANKARA) Yeşil Etki Derneği’nden gıda enflasyonu toplantısı
(ANKARA) Yeşil Etki Derneği’nden gıda enflasyonu toplantısı ANKARA (İHA) - Yeşil Etki Derneği tarafından artan gıda enflasyonuna ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Yeşil Etki Derneği tarafından, Türkiye’nin tarım-gıda ekonomisindeki sorunlara ve bu sorunlara çözüm önerilerine ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan tarım yazarı Mine Ataman, "Türkiye 2025 yılında 137 milyon tonluk bitkisel üretiminin 17 milyon tonunu don ve kuraklık sebebiyle kaybetti. Şimdi biz hep normalde yok yılında çiftçinin veya don veya selle beraber aslında çiftçinin bir afet yaşadığını düşünürüz. Desteklenmesi gerektiğini düşünürüz. Gerek maliyeden, gerekse hazineden ve gerekse de sigorta kapsamında. Ama bazen bolluk yılı da çiftçi için bir afet olabiliyor. En son yaşadığımız mandalinadaki iklim kaymaları, dünyada turunçgillerle ilgili satın alma tercihlerinin değişmesi, şeker hastalığındaki yükselme ve kullanılan ilaçların bu tarz ürünleri kullanımının düşürmesi gibi pek çok nedenden ötürü arz talep dengesi bozuluyor. Ve sonuçta da bazen Türkiye'nin özellikle de bu yıl olduğu gibi verimin arttığı dönemlerde çiftçinin elinde kalıyor. Çiftçi maalesef fiyatları çok ciddi düşüyor" dedi. Endişe ve panik enflasyonundan bahseden Ataman, "Türkiye gıda enflasyonunda tarladan sofraya, bu tarlada 5, sofrada 25 fenomeniyle aslında uzun vadede kendini bir çıkmaza hapsediyor. Gerçekler gölgeleniyor ve herkes bir suçlu kahramanlar yaratarak aradaki çözümsüzlüğü desteklemiş oluyor. Sektörün bütün paydaşları aslında bu nedenle topu başka birine atıyor. En sonunda da hem tüketici hem de üretici ve hem aradaki bütün paydaşlar endişe ve panik enflasyonuyla beraber risk primini gıda değer zincirinde üzerine ekleyerek esasen orta ve uzun vadede kendi gelirini korumaya çalışıyor. İşte bu endişe ve panik enflasyonu en sonunda da aslında işte gıda enflasyonuna dönüşüyor ve Türkiye'deki yüksek risk ve belirsizlik hali kronik bir hastalığa dönüşerek en çok da gıda enflasyonunda sanki bir çözümsüzlük varmış algısı sanki bu konuyla ilgili hiç çözüm üretilemezmiş diyerek bir suçlu cadı avına çıkılmaya çalışılıyor" diye konuştu. Enflasyon sepetindeki bazı kalemlerin ay bazında gıda değer zincirindeki maliyet unsurlarının izlenebilir olması gerektiğini vurgulayan Ataman, "Bizim önerimiz her ay tıpkı TÜFE'de olduğu gibi, ÜFE'de olduğu gibi gıda enflasyonu sepetindeki bazı kalemlerin ay bazında gıda değer zincirindeki maliyet unsurlarının şeffaf, izlenebilir şekilde açıklanması ve bu sayede buradaki bu belirsizliğin bu sis ortamının kaldırılması ki paydaşlar birbirine topu atamasın. Burada konunun muhatapları konuyu daha gerçekçi bir perspektifte değerlendirebilsin ve çözüm üretebilmek adına da doğru bir noktadan yola çıkılabilmiş olsun. Biz inanıyoruz ki gıda enflasyonu orta vadede bu şekildeki bir çözümle daha da kolay çözülebilecektir" şeklinde konuştu. (BD